Mittwoch, 13. Januar 2010

Sesimizin...Sesi !

Hani, bazen kalp atışlarımız hızlanır,heyecanlanırız,sebebsiz yere sıkıntı duyarız...anlam veremeyiz...adını koyamayız........ İşte, tam o esnada, gözlerimizi birkaç saniye de olsa kapatabilsek...sessizce içimize doğru,kısa da olsa bir yolculuk yapabilsek. O'nu! Evet O'nu "İçimizdeki Çocuk"... sesini duyabilsek,hissedip dinleyebilsek,anlayabilsek,o na sarılıp okşayabilsek,sevebilsek! O da anlasa var olduğunu,sesinin duyulduğunu,değer gördüğünü... Nasılda Sevgimiz ile beslenip,bize tatlı tatlı bakıp sonra mışıl mışıl uyurdu...huzur bulurdu ve bilirdi ki uyanınca yine sevilecek,duyulacak,sessiz diyaloğu ANLAM kazanacak!Yalnız olmadığının FARK'ında olarak,avazı çıktığı kadar SUSMA dan "İyi ve Kötü gün de misali "sahibinin içinde... Son Nefesine kadarr...!